Kaan Kutlay: Enflasyon sarmalı zor çözülen bir ekonomik sorun
✏️–Kıbrıs Postası —✏️
Ekonomist Kaan Kutlay, maaşların artması ile sorunun çözülmeyeceğini aksine içine girilen girdabı daha da derinleştirdiğini söyledi. Kutlay, “Enflasyon sarmalı zor çözülen bir ekonomik sorun” dedi.
Ekonomist Kaan Kutlay ülkedeki enflasyon oranındaki yüksekliği, işsizlik oranındaki artışın gerekçeleri ve asgari ücret ile ilgili Kıbrıs Postası’na değerlendirmelerde bulundu.
Enflasyon ve işsizliğim en temel iki makroekonomik sorun olduğuna değinen Kutlay, bu iki sorunun birbiri ile rakip olmasının ekonomik sorunların çözülmesinin önündeki en önemli engel olduğunu ifade etti.
Kutlay, birini düşürmeye yönelik bir politika uygulandığında diğerinin artmasının muhtemel olduğuna değinirken, iki verinin yüksek olmasına ise ‘Stagflasyon’ dendiğini söyledi.
“TDK, enflasyon kelimesini genel olarak, mal ve hizmet fiyatlarının artması olarak açıklamaktadır” ifadelerini kullanan Kutlay, halk dilinde ise pahalılık ve alım gücünün azalması anlamına geldiğini belirtti.
Resmi para birimimizin TL olmasından kaynaklı enflasyonun direkt olarak Türkiye’den ithal edildiğine vurgu yapan Kutlay, “DPÖ’ye göre, KKTC’nin enflasyon verilerine (KTFD dâhil) 1978 yılından beri ulaşılmaktadır” dedi.
Kutlay, 44 yıllık süreçte, yüzde 215 ile 1994 yılı KKTC’de en yüksek enflasyonun yaşandığı yıla işaret ederek, sebebini herkesin bildiğini kaynağın ‘5 Nisan kararlarına’ dayandığını söyledi.
KKTC’de 2002 yılına kadar enflasyon oranının yüzde 30’un altına düşmediğinin altını çizen Kutlay, 2010 yılında gerçekleşen en düşük enflasyon oranının yüzde 3.3 olduğunu ifade etti.
“ENFLASYON ORANI 16 YIL SONRA YÜZDE 30’A YÜKSELDİ”
Kutlay, 2018 yılında yaşanan döviz krizi ile birlikte 16 yıl sonra enflasyon oranının yüzde 30’a yükseldiğine de vurgu yaptı.
“Enflasyon, dünyada da karar vericiler açısından en önemli sorun olarak kabul edilmektedir” diyen Kutlay, FED ve diğer merkez bankalarının uyguladığı para politikaları ile bunun gayet net anlaşılmakta olduğunu söyledi.
KKTC’nin dünya geneline göre yüksek bir seviyede olduğuna değinen Kutlay, aynı dönem ile kıyaslandığında enflasyon oranının sadece Zimbabve, Lübnan ve Suriye’den düşük olduğuna değindi.
Kutlay, Ekim 2021’de enflasyon oranının yüzde 2000’e yaklaşan Venezüella enflasyon oranını yüzde 114’e düşürdüğüne dikkatleri çekerek, aynı dönemde ki Türkiye yüzde 83.45, Malta ve yüzde 7.4, Güney Kıbrıs’ta yüzde 8.74 olarak yaşanan enflasyon oranlarına da değindi.
Enflasyonun arz ve talep dengesinin, talep lehine bozulması ile gerçekleştiğini söyleyen Kutlay, enflasyonu düşürmek için ya toplam talebin düşmesi ya da toplam arzın artırılmasının gerektiğinden bahsetti.
Kutlay, KKTC’de Eylül 2021-Eylül 2022 arası enflasyon oranının yüzde 120.32 şeklindeki verilere bakıldığı zaman son bir yılda akaryakıtın ‘yüzde 168.46’ ve elektriğin ‘yüzde 261.97’ arttığını, bu noktada da bu şekildeki enflasyon oranının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Kutlay, “Allah’ın suyu dediğimiz suyun fiyatı da yüzde 95 arttı” diye konuştu.
Eylül 2021 ile Eylül 2022 arasındaki TL’nin dolar karşında ki değer kaybınının yüzde 110 olduğunu vurgulayan Kutlay, brent petrolde ki artışın ise yüzde 14 oranında olduğunu söyledi.
“ENFLASYON ÜLKEYİ TAM BİR ‘KUMARHANEYE’ ÇEVİRMEKTE”
Enflasyonun, ülkeyi tam bir ‘kumarhaneye’ çevirmekte olduğundan bahseden Kutlay, kazananın ve kaybedenin belli olmadığı bir ortamında ortaya çıkmakta olduğunu iddia etti. Kutlay, “Düşük ve sabit gelirliler hep kaybeden tarafta yer almaktadır” dedi.
Kaan Kutlay sözlerine şu şekilde devam etti:
“Enflasyon ile birlikte kamu gelirleri artmakta ama diğer taraftan kamunun maaş ve maaş nitelikli ödemeleri de artmaktadır. İlk altı aylık hayat pahalılığı maaşlara yüzde 56.76 olarak maaşlara yansıtıldı. Sadece, Temmuz- Eylül arası yansıtılması gereken oran yüzde 18.88.
Merkezi hükümet borçlanarak, vergileri artırarak bu yükümlüğünü yerine getirebilir ama 25 Aralık’ta seçime gidecek olan yerel yönetimlerimizin böyle bir imkânı maalesef yok. Temel sebebi de merkez hükümetlerin, yerel yönetimlere sağladığı katkı enflasyon oranının altında kalmasıdır.”
“ASGARİ ÜCRETLİNİN DURUMU KAMU VE BELEDİYE ÇALIŞANLARINDAN ÇOK DAHA KÖTÜ”
Kutlay, ayrıca asgari ücretlinin durumunun ise kamu ve belediye çalışanlarından çok daha kötü durumda olduğunun gözler önünde olduğuna değindi.
“Asgari ücret tam bir dilemmadır” diyen Kutlay, 8 bin 600 TL ile insanca yaşamanın unutulması gerektiğini, bu paranın insanca yaşamak için bile yetersiz olduğunu belirtti.
Kutlay, asgari ücretin 15 bin -20 bin TL olmasını istediğini ama bir süre sonra bunun da yetersiz kalacağına vurgu yaptı. Kutlay, bu maaşın yaratacağı işsizliğin de olaya bonusu olacağını ifade etti.
“ENFLASYON SARMALI ZOR ÇÖZÜLEN BİR EKONOMİK SORUN”
Enflasyonun arttığına işaret eden Kutlay, maaşların artması ile sorunun çözülmeyeceğini sadece içine girilen girdabın daha da derinleştirmekte olduğuna değindi. Kutlay, “Enflasyon sarmalı gerçekten çok zor çözülen bir ekonomik sorundur” dedi.
Çıkış yolunun hayatın ucuzlatılması olduğunu söyleyen Kutlay, “Peki, ama nasıl?” sorusunu sordu. Elimizde ki kaynakların bunun için yetersiz olduğunu ifade eden Kutlay, küresel gelişmelerin ise işimizi zorlaştırdığından bahsetti.
“TÜRKİYE PANDEMİ DÖNEMİ HARİÇ CARİ BÜTÇEYE ÇOK KATKI SAĞLAMADI”
Türkiye’nin ise uzun dönemden beri Pandemi dönemi hariç cari bütçeye çok fazla katkı sağlamadığını vurgulayan Kutlay, hayatı ucuzlatmanın temel yolunun ise enflasyonu artıran temel ürünlerin sübvanse edilip gerek işverene gerekse emekçilere katkıda bulunmak olduğunu kaydetti.
TL’nin değer kaybını işaret eden Kutlay, pandemi etkileri ve Ukrayna-Rusya savaşının emtia fiyatlarına etkileri mutlaka 2023 Mali İşbirliği Protokolü görüşmeleri sırasında yetkililerimiz tarafından bilimsel veriler ışığın da Türkiye yetkililerine anlatılması gerektiğinin altını çizdi.
Kutlay, “Kastım eğer böyle bir kaynak yaratılabilirse bunun istihdam da kullanılması değildir” dedi.
Her türlü gelir artırıcı ve gider azaltıcı önlemin alınması gerektiğini söyleyen Kutlay, kamu alacaklarının üzerine siyasetten arınmış bir şekilde kararlılıkla gitmeleri gerektiğine değindi. Finans sektörünü zorlamadan hareket edilmesi gerektiğini de ifade eden Kutlay, “Merkez Bankası’ndan direkt olarak daha düşük oran ve daha uzun vade ile borçlanmanın yolları araştırılmalıdır” dedi.
“MAAŞ ARTIRMANIN SONU YOK”
Maaş artırmanın sonunun olmadığına işaret eden Kutlay, “Hayat ucuzlamalı, yolu da daha güçlü kamu maliyesi ile sübvanselerin sağlanmasıdır” diye konuştu.
Kutlay bunların yanı sıra enflasyonun düşmesinin, kamunun yerine getireceği maaş ve maaş nitelikli yükümlülüklerini de azaltacağına değindi.
“Ülkemizde enflasyon için Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) kullanılmaktadır TÜFE için uzun bir dönemden beri aynı sepet kullanılmaktadır” diyen Kutlay, ürün âdeti, çeşidi ve payının mutlaka güncellenmesi gerektiğine dikkatleri çekti.
Enflasyon hesaplamalarında bir de üretim tarafı olduğundan bahseden Kutlay, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) üretim maliyetlerinin son derece önemli olduğunu, ÜFE hesaplanmasının mutlaka İstatistik Kurumu’nun ajandasında yer alması gerektiğini kaydetti.
Buradan Haber Kaynağına Ulaşabilirsiniz |